SEVGİSİZLİK ÖLDÜRÜR
Siteyle ilgili güzel yorumlar almaya başladım kızım. Bu da beni hayli mutlu ediyor. Senin için faydalı bir şeyler yapabilmek ne güzel.
Keşke işi biraz daha büyütebilsem ve katılım artsa. Ama herkes yoğun, kimi de "Ben iyi yazamam" diyor. Aslında maksat iyi yazmak değil, dil döndüğünce evladının anılarını anlatmak, biraz ders vermek, belki bir parça nasihat, içindeki sevgiyi göstermenin zor olduğunu düşünenlere biraz yardım (ki ben de yazarak kendini daha iyi ifade etiiğini düşünenlerdenim), biraz eğlence, biraz farklılık, belki biraz da iyi bir örnek olma düşüncesi. Bu artılara şimdi aklıma gelmeyen çok fazla şey ekleyebiliriz.
Şimdiki nesilin biraz boş yetiştiğini düşünüyorum. Elinde telefon, aklı beş karış havada, dünyada olup bitenlerden bihaber... Bu durum da beni hem üzüyor, hem korkutuyor. Sözüm burada herkese değil, çocuklarını çok güzel yetiştirenler de var tabi. Ve benim de tek emelim seni iyi yetiştirebilmek.
Üniversitedeyken gerçekten faydalı olduğunu, herkesin görmesi gerektiğini düşündüğüm ve büyük bir zevkle katıldığım derslerden biri de Sevgi Eğitimi'ydi. Hocamız Yrd. Doç. Dr. Gürkan ERGEN'di. Bizim dönemle ilk defa başlamıştı Sevgi Eğitimi derslerine ve bu dersi müfredata koymak için büyük çaba sarfettiğini söylediğini hatırlıyorum. Umarım devam ediyordur. Çünkü o derste bize öğretilenleri başka hiçbir yerde öğrenemezdik. Belki çok çok fazla kitap okuyarak, belki 40-50 yıl yaşayarak öğrenebileceğimiz şeylerdi bence.
Bütün okullarda buna benzer dersler olmalı, çocuklara sadece matematiği, kimyayı ya da tarihi öğretmemeli; insan olabilmeyi, saygıyı, edebi, adab-ı muaşereti ve buna benzer değerleri öğrenebileceği ve tartışabileceği dersler de olmalı okullarda. Mesela yardımlaşmanın güzelliğini okullardaki hangi ders öğretebilir? Yardımlaşmak kadar güzel bir duygu var mı? Allah'ın bir kulunun duasına senin aracılığınla cevap vermesi gibi... Gerçi bizim eğitim sisteminin saçmalıklarına hiç girmeyeceğim bile. Çünkü girsem çıkamam biliyorum.
Finlandiya'daki eğitim sistemiyle ilgili yazılar okudum ve çok hoşuma gitti. Kaliteli eğitim şart! Bunu araştır bence kızım. Okumakta fayda var. Yine diyorum ki sen bunları okurken o seviyelere gelmemiz mümkün olmasa da en azından daha düzgün, daha iyileştirilmiş bir eğitim sisteminin içinde olursunuz inşallah.
Laf lafı açıyor anlatırken, Sevgi Eğitimi dersinden bir şeyler anlatacaktım. Aklımdan çıkaramadığım kısımlardan biri de sevginin gerekliliği hakkındaki araştırmalardı. Şimdi nette araştırdım ve buldum:
-alıntı- Sait Çamlıca
"Sevgisizlik Öldürücüdür Hekimlerin denetimindeki bir yetimhaneÂde çok sayıda bebeÄŸin daha büyümeden öldüğü yönetimin dikkatini çekiyor. Gıdaları ve temizlik koÅŸulları, varoÅŸlarda yaÅŸayan çocuklardan daha iyi olduÄŸu halde yetimÂhanedeki bebekler, yetersiz gıda alan ve pis koÅŸullarda yetiÅŸen çocuklardan daha fazla hastalığa yakalanıyor ve ölüyor. Durumu araÅŸtıran psikolog, yetimhanede her bir çocuk bakıcısına 15 bebek düştüğünü görüÂyor. Çocuk bakıcıları çocukları beslemeye ve onların altını deÄŸiÅŸtirmeye o kadar çok zaman harcıyorlar ki onları kucaklarına alaÂcak zaman bulamıyorlar. AraÅŸtırmacı psikolog, çocukları dört gruba ayırıyor: Birinci grupta her bakıcıya 3, ikinci grupta 6, üçüncü grupÂta 9 ve dördüncü grupta 12 çocuk düşüyor. Bakıcılar besleme ve alt deÄŸiÅŸtirme iÅŸlerini bitirdikten sonra geri kalan zamanlarını çocukları kucaklayarak, onlaÂra dokunup onları öpüp kokÂlayarak geçiriyorlar. Bu uyguÂlama birkaç yıl devam ediyor. Bu sürenin sonunda araÅŸtırÂmacı ÅŸu sonucu buluyor: En çok dokunulan birinci grupta en az, en az dokunuÂlan dördüncü grupta ise en çok hastalık ve ölüm ortaya çıkıyor. Dokunulan ve sevilen çocuk, hastalığa karşı direnç geliÅŸÂtirmektedir. Dokunulmayan çocuÄŸun bağışıklık sisteminin geliÅŸmediÄŸi deÄŸiÅŸik araÅŸtırmacılar tarafınÂdan gözlenmiÅŸtir. Kucaklanan ve öpülen çocuk, kendisine hiçbir ÅŸey söylenmese dahi sevildiÄŸini ve deÄŸer verildiÄŸini bilmekte ve hem ruhen hem de bedenen daha saÄŸlıklı geliÅŸmektedir. Gözlerinin İçine Bakın Sevginin insan fizyolojisi ve psikolojisi üzeÂrindeki etkisi yeni yapılan araÅŸtırmalarda ortaya çıkmış bir gerçek deÄŸildir. Roma Ä°mparatoru II. Frederick, bebekleri iyi besleÂmeleri ama asla öpmemeleri, onlarla konuÅŸÂmamaları ya da gülmemeleri hakkında kesin emir verdiÄŸi bakıcıların büyüttüğü çocuklar üzerinde deneyler yapmıştır. Ä°mparator, çocukları konuÅŸma modelinden yoksun bırakarak bir süre sonra insanlığın en eski dilini konuÅŸmaya baÅŸlayacaklarını umuyordu. Deney baÅŸarısız oldu, tüm çocuklar öldü. Bakıcıların sadece fiziksel varlıkları çocukÂları hayatta tutmaya yetmemiÅŸti. Duygusal sıcaklık yoksunluÄŸu yalnızca normal zihinÂsel geliÅŸimi engellemekle kalmamış, aynı zamanda fiziksel olarak hayatta kalmayı da engellemiÅŸti."
Ben de seni öpe koklaya bitirmeye karar verdim :)
Bugünlük böyle yavrum. Bu aralar gençlerin internet jargonlarına eklediği sinir bozucu bir sözle bitireyim bari ben de : Vurur yüze ifadesi, çok öptüm seni bitanesi :D
("Ay anne iğrençsinnn" dediğini duyar gibiyim :))