top of page

YAŞAMAYA SEBEPLERİM VAR

En son yazdığımdan bu yana epey olmuş kızım.

Ankara'daki ölü sayısı 96'ya çıktı daha sonra. Yine şehitler var. Ama sayıları az olduğu için öyle çok da gündeme gelmiyorlar ne yazık ki. Bizim milletimiz pek bir unutkan zaten, 3 gün geçmeden yas mas kalmıyor, yine herkes "aman indirimleri kaçırmayım, ay dizim var bu akşam, maçı aldık be, yeni arabamı gördünüz mü?" havalarında hayatlarına devam ediyor.

En son Antalya'da şunları yazmıştım sana:

-----

18.10.2015 Pazar

Sana ve babana kavuşmama bir kaç saat kaldı kızım. Ve son anlar inan ki geçmiyor. 1 haftadır kokun burnumda bir sızı... Seni nasıl özlediğimi anlatmam mümkün değil. Baban her resmini yolladığında burnumun direği sızlıyor, gözlerim doluyor.

Burada çok yoğunduk ve hiç yazamadım. Şu an bile toplantı devam ediyor; ama artık dinleyemiyorum. Kavuşma heyecanı sardı beni. Eğitimin nasıl geçtiğini anlatmayacağım hiç. Hasta oldum zaten. Öksürüyorum.

Beni gördüğünde ne yapacaksın çok merak ediyorum. Rüyalarımda bile hep seni öpüp kokluyorum bal kızım.

------

Antalya'dan sadece şunu anlatmadan geçemeyeceğim: Ülker Teyzem ve Özer Eniştem ile buluşma fırsatı buldum. Yine her zamanki gibi son derece sıcaktılar. Beraber yemek yedik, sohbet ettik epeyce. Sonra yol çok uzun olmasına rağmen beni otelime kadar bıraktılar. Onların hayatımdaki yeri bambaşkadır. Çocukluğumun en güzel ve unutamayacağım 1 haftası onların evinde geçmiştir çünkü. Annemi kaybettiğimizin ertesi haftasıydı sanırım. Eniştem kapımıza kadar gelip bizi almak için izin koparmıştı ve 1 haftayı bizi eğlendirerek harcadılar. İlk kez sinemaya o götürdü bizi mesela, o hafta 3 filme birden gittik. Evde akşama kadar kuzenlerle oyunlar oynadık, gönlümüzce eğlendik. O zamanlar Sümerbank vardı, oradan alışveriş yapmıştılar bizim için; montlar, botlar, kıyafetler aldılar. Özer Eniştem cebimize her harçlık koyduğunda şöyle söylerdi: "Bu parayı gönlünüzce harcayacağınıza söz verin, biriktirmek yok, ihtiyacınız olduğunda ben yine veririm, çikolata alın, oyuncak alın, abur cubur alın, canınız ne isterse, ama saklarsanız ya da saklaması için birine verirseniz helal etmem ona göre." Öyle söyledğinde de harcamak ayrı bir keyif verirdi, mutlu ederdi; çünkü biriktirse miydim diye içimize sıkıntı olmazdı. Nasıl ince bir düşünce şimdi daha iyi anlıyorum. Yerleri çok ayrı, yerleri bambaşka gönlümüzde onların. Anlatmakla bitmez kızım.

Pazar günü evlilik yıldönümümüzdü babanla. Ben gitmeden önce 3'ümüzün resimlerini kanvas tabloya bastırıp babanın iş yerine göndermiştim. O da beni hava alanında koynunda tek bir gül olan Winnie the Pooh ayıcığıyla karşıladı :) Seni de düşünmüş yani babacığın :) Sen de çok sevdin onu çünkü.

Geldiğimde beni kapıda görünce önce bir şaşırdın, bir babama bir bana baktın, sonra "Anneee" diye gülmeye başladın, sarıldık, koklaştık, ooohhh yüreğimin şişi indi. Bir güzel ağladım tabi dayanamadım. Hasta olmuşsun. Benim minik meleğim.

Dün için canım patronum izin verdi bana. Baban belinden ufak bir ameliyat geçirdi. Dünü hastanede geçirdik. Şimdi evde yatıyor kuzu kuzu :) Seninle vakit geçirebildiği için iyi bile oldu belki de. 10 gün raporlu. Şimdi bu yazdığımı okuyacak paylaşınca. Seni mızmız seni, sana diyorum sana :) Seviyorum seni canım kocam. Buradan da kutlayayım yıldönümümüzü. Seninle iki tombik neneyle dede olana kadar yaşayalım, hep el ele, hep diz dize olalım inşallah :)

Bugün de işteyim yine. Yeni bir arkadaş başladı. Bana da iyi oldu. Yalnızken çok sıkılıyordum.

Geçen gün sana benim küçüklük kıyafetlerimi giydirmişler. Ne de ballı olmuşsun. Canım annem nasıl da özenle saklamış dayınla benim küçüklüğümüzden kalan onca kıyafeti... Şu an sana kullandığım mavi ekose bir battaniyen var. O aslında annanenin küçüklük battaniyesidir. Almanya'dan alınmış o zamanlar. Annem bana ve dayına kullanmış, şimdi ben de sana kullanıyorum. Hala mis gibi duruyor. İnşallah sen de kendi çocuklarının üzerine örtersin onu. Kenarları biraz yıpranmış olsa da hala sağlam.

Bir de aklımdayken anlatayım, normalde uçaktan korkmam. Ama bu kez dönüşümde çok korktum. Ya ölürsem korkusu sardı. Eskiden olsa hiç sallamazdım. Ama şimdi annesizlik nasıl bir şey bildiğim için, aklımdan film şeridi gibi geçti yaşayacağın onca sıkıntı. Acaba beni hatırlar mıydın? Acaba benim kadar acı, sıkıntı çeker miydin? Acaba baban ne yapardı bensiz? Yeniden evlenir miydi? Üvey annen olsa sana nasıl davranırdı? Acaba burada yazdıklarım bir nebze olsun seni ne kadar sevdiğimi anlamana yeter miydi? Acaba benim de resimlerimi hazine gibi saklar mıydınız baş köşelerde? Acaba dayın ne yapardı? Acabalar dizildi yüreğime. Eskiden bir tek kardeşim vardı uğruna yaşadığım; ölmekten korkmaya tek sebebimdi o. Şimdi 3 oldunuz. Rabb'ime şükürler olsun.

Kocaman öpüyorum seni can kızım.

Anneyi Tanı
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Adım Elif Kansız...

Son Okunanlar
bottom of page